Yiyorum Büyüyorum Kitap Sayfası

Yabancılar Neler Yapar, Neler Yapmaz?

Yabancı ülkelerde yaÅŸayanlar, orada yetiÅŸmiÅŸ olanlar veya hayatını yabancı bir eÅŸ ile paylaÅŸanlar o ülkelerdeki çocuk yetiÅŸtirme usullerinin farklılığını bilirler. Ülke çok, usullerde farklı tabi. Kısa da olsa hayatımın bir bölümünü yurt dışında geçirdiÄŸim ve farklı kültürden birisiyle evlendiÄŸim için, Avrupa ve Kuzey Amerika'da nasıl çocuk yetiÅŸtirildiÄŸini gözlemleme imkanım oldu. İster istemez bizim sistemimizle karşılaÅŸtırdım. Bazen "aaa hakikaten", bazen "süper ya", bazen de "hadi ordan ya" dediÄŸim oldu.
EbeveynliÄŸin doÄŸasında bulunan sevmek, korumak ve öÄŸretmek gibi en temel bazı evrensel deÄŸerler tabi ki benzeÅŸiyordu. Benim dikkatimi çeken daha çok onları bizden ayıran özellikleriydi.

Aslında bizim gibi iki kültürlü bir aile için onlar-bizler yapmak çok garip. Bizimki harmanlama usulü. Onlarla bizi harmanlıyorsunuz ortaya karışık söylemiÅŸ gibi oluyorsunuz. Biraz onlardan, biraz bizden. Önemli olan iki tarafında en iyilerini harmanlayabilmek... Zorlukları var tabi ama harman iyiyse avantajlarıda atlanacak gibi deÄŸil. Onlarınki bizden, bizimki onlardan daha iyi diye bir durum da yok. Her kültürün özellikleri kendine özel ve doÄŸru. BaÅŸta bunu kabul etmek gerek.

Bence bizim en büyük özelliÄŸimiz çocuklarımıza karşı duyduÄŸumuz baÅŸ döndürücü tutkunluÄŸumuz ve bunu gösterme biçimimiz. Biz bir çocuÄŸu aÄŸzını burnunu yoÄŸura yoÄŸura severiz, öperiz, koklarız baÄŸrımıza basarız. İçimizdeki sevgiyi illa ki coÅŸa coÅŸa, bağıra çağıra belli ederiz. Ee biz böyleyiz. Arada "gel len (ya da) gel kız buraya, çok özledim bugün seni" diye çocuÄŸun üstüne balıklama atlar en güzel övgüleri arka arkaya sıralarız. Biz ne kadar sıkı fıkıysak, onlar da bir o kadar mesafelidir. Öperler tabi, koklarlar da ama bizim gibi çocuÄŸun üzerine plonjon yapanlarını hiç görmedim (bizim evi bunun haricine alıyorum).

Yurt dışındaki çocukları bizim çocuklarla karşılaÅŸtırdığımda en dikkatimi çeken ÅŸey ise onların itiraz etmeden anne babalarının sözlerine harfiyen uymalarıydı. O kadarcık çocukların evdeki sistemi bu denli iyi kavramaları hakikaten dikkat çekiciydi... Anne babaların bunu nasıl baÅŸardıkları ve ses tonlarını yükseltmeden düzenlerini tıkır tıkır iÅŸletmeleri takdire ÅŸayan bir durum tabi! Yemek saati geldiÄŸinde çocuk itiraz etmeden sofraya geliyor, güzel güzel yemeÄŸini yiyor. Banyo yapıyor ve sonrasında da "hadi iyi geceler" deyip uykuya dalıyor. Genetik özelliklerden midir yoksa yiyip, içtiklerinden midir bilinmez. Oraların çocukları pek bir ağır baÅŸlı...

OÄŸlumla Fransa'daki kuzenlerini ziyarete gittiÄŸimizde, ilk hafta oyun esnasında ayyy, uyyy, ahhhh sesleri hep onların tarafından geliyordu. Sonraki haftalarda bizim oÄŸlan baktı ki bu çocuklar sakin; saldırı ve savunmanın hiç gereÄŸi olmadığını anlayıp ahenkli bir ÅŸekilde oyunlarını oynadılar. Çocuklar hem iyiye, hem kötüye ne kadar çabuk adapte oluyorlar, kendilerine verilen negatif, pozitif her ÅŸeyi nasıl da sünger gibi çekiyorlar. Onların bu özelliÄŸi milliyetin, kültürün, inancın hiç te önemli olmadığı, onları ÅŸekillendiren ana unsurun bilinçli ve sevgi dolu anne babalar olduÄŸunu düÅŸündürüyor bana. Bilmem haksız mıyım?

Evet yurt dışındayken gözlemledim. Onların ebeveynliÄŸini bazen beÄŸendim, bazen eleÅŸtirdim. Muhtemelen onlar da aynı ÅŸeyi bizi gözlemlerken yaparlardı. Yabancı ebeveynler neler yapar, neler yapmaz? Bunlar ilk aklıma gelenler. Yorum yok... Maksat paylaÅŸmak:

-Çocuklarını asla ve asla arabanın ön koltuÄŸuna oturtmaz, arkada araba koltuÄŸuna baÄŸlarlar.
-Maraton ÅŸeklinde yemek yedirmezler.
-Geç saatlere kadar ayakta kalmalarına izin vermezler.
-Çocuklarına deÄŸer verirler ama onları tepelerine çıkarmazlar.
-Çocuk seviyor diye evi abur cuburlarla doldurmazlar.
-Hayır' dedikleri zaman bir daha geri dönmezler.
-Ev içerisindeki sistemlerini eÅŸe, dosta, konu-komÅŸuya göre deÄŸiÅŸtirmezler.
-Çocuklarla ilgili kararlar aldıklarında karı koca beraber hareket ederler.
-Çocukların yanında konuÅŸmalarına dikkat ederler. Küfür etmez, yanlarında ettirmez ve zinhar öÄŸretmezler!
-Televizyon karşısında çok zaman geçirmelerine izin vermezler.
-Sevginin yanı sıra çocuÄŸa karşı saygıda da kusur etmez ve ettirmezler.

Tüm fifty fiftylere selam ve sevgiler ;)

2006-09-18
Bu yazı 1859 kere okunmuştur.
Adınız :
Yorumunuz :
 * 
@ZumrutOzkan twitter da takip edin