
Zümrüt Özkan
Yazarın Son yazıları
Biber

Çocuklar yaramazlık yaparlar çünkü her zaman merak ettikleri bir ÅŸey vardır. Zaten onlara sorsanız yaptıkları yaramazlık deÄŸil, anlamak ve öÄŸrenmek adına yapılan keÅŸif çalışmalarıdır. Bu doÄŸaldır! DoÄŸal olmayanı onlara ihtiyaçlarından daha fazla özgürlük tanıyıp yaramazlığı arsızlığa dönüÅŸtürmelerine imkan tanımak veya dünyasını gereksiz kurallarla küçültüp güvensiz ve pısırık olmalarını kolaylaÅŸtırmaktır. İşte asıl maharet muhtelif prensiplerle bu iki ekstremin arasını bulabilmekte zaten. Zor hem de çok zor!
Çocuklarımızı büyütürken yaÅŸlarına uyumlu limitler koymak öncelikle onların güvenliÄŸini saÄŸlamak adına hem çok önemli, hem de çok gereklidir. KöpeÄŸin kuyruÄŸunu, kulaklarını çekiÅŸtirip, spider man gibi üzerine atlarsa ısırılabileceÄŸi ikazlarını vermek ve böyle bir durum söz konusu olursa bir süre köpekle parka gidilemeyeceÄŸinin göndermelerini yapmak yaÅŸanabilecek bir travmayı önlemek için iyi bir baÅŸlangıçtır. Gerçi bizim evde ilk ısırılan köpek olmuÅŸtu, yaÅŸadığı travmayı siz düÅŸünün!
Saptadığımız prensiplerle güvenliklerini saÄŸlamanın dışında onlara tutum, davranış ve konuÅŸmalarının nasıl olması gerektiÄŸi konusunda belirleyici ve yol gösterici ipuçları veririz. Kabul edilemez bir davranışın sonuçlarının neler olacağını bilen bir çocuÄŸun o davranışı bir daha yapmamak için çaba göstereceÄŸini umarız. Kötü bir kelimeyi ardı ardına savurmakta sakınca görmeyen oÄŸlunuza/kızınıza "aÄŸzına biber sürücem, kırmızı mı olsun yeÅŸil mi?" diye aslında yaptırımı ya da caydırıcılığı pek de olmayan (sürerseniz baÅŸka tabi!) bir yöntem denemenin faydalı olabileceÄŸi yanılgısına kapılabilirsiniz.
Eskiden durumun böyle olmadığını hepimiz biliyoruz. Çok deÄŸil bir-iki kuÅŸak öncesine kadar limit denen ÅŸey babalardan okkalı bir Osmanlı tokadı, annelerden de popoya terlikle patlatmakmış. Allaha ÅŸükür ben ikisini de yemedim. Pek gerek yoktu, annem "tövbelerini kaldır" deyince iki elimin iÅŸaret parmaklarını dudak büzmelerim eÅŸliÄŸinde, havaya kaldırır sebebini pek anlamadığım bir hareket için anlamını bilmediÄŸim garip bir iÅŸaret yapmış olurdum. O sıra iÅŸe yarayan tövbe kaldırmak deÄŸil bence annemin çatık kaÅŸlarıydı.
Bizim nesil baÅŸkaydı, limitlerin sözle ifade edilmesine pek gerek yoktu. KaÅŸ göz hareketleri ile her ÅŸey yerli yerine gelirdi. ÖrneÄŸin ben misafirlikte ikram edilen çikolatayı kabul edip etmemem gerektiÄŸini annemin bakışları ile anlardım. Ela gözleri hafif yollu açıksa "sakın elini uzatmaya kalkma" demekti. İşte iÅŸin yoksa gözünü annenin gözünden ayırma! Annemin hayran olduÄŸum bu uzaktan kumanda yetisinin onda biri bana geçmemiÅŸ. Ben bakınca oÄŸlan "hayrola, bir ÅŸey mi vardı?" gibilerinden başını sallıyor!
Limit baÅŸlıklarınız ne olursa olsun eÅŸlerin aynı istikamette olması ve alınan kararların armonik bir ÅŸekilde uygulanması çocuÄŸun "kırmızı alarm" algılaması açısından birinci kural olarak addedilebilir. Annenin Konya'ya ya babanın Anya'ya gittiÄŸi durumlarda o limitler çocuk için saÄŸ kulak giriÅŸ, sol kulak çıkıştan baÅŸka bir ÅŸey ifade etmeyecek, evde bir prensip karmaÅŸası oluÅŸacaktır. Yani önce aranızda anlaşın, sonra çocuk limitlerinize riayet etsin diye dua edin!
Limitlerinizi ortak bir noktada birleÅŸtirip anne babalığın en zor görevlerinden birini yerine getirme giriÅŸiminde bulunmanız, karı-koca beraberce uygulamaya baÅŸlamanız güzel tabi. Hele çocuÄŸunuzda fena dinlemiyorsa gayet hoÅŸ. Ancak aile ziyaretleri sırasında ve sonrasında kurduÄŸunuz yapıcı sınır, kural ve limitlerinizin kaÅŸla göz arasında limit açıcı yöntemlerle boÅŸ bir hal aldığını görebilirsiniz. Dikkat; sisteminiz en çok ev içinde verimlidir, ev dışında çocuÄŸunuzu deliler gibi seven yakın aile bireyleriniz tarafından sallantıya uÄŸratılması ihtimali her zaman vardır!
-Yaa!!! Lütfen biz böyle yapmıyoruz evde(mıy mıy mıy)
-Amaan kızım burası sizin ev deÄŸil bırak çocuÄŸu... gibilerden müdahaleler mevcut limitlerinizin buruÅŸturulup çöpe atılması ve yerine yenilerinin icat edilmesi için olanaklar sunar. İşimiz ne? Biz limit koyarız yakınlarımız kaldırır!
Artık ebeveynler farklı, çocuklar farklı, hayat farklı. Ceza sistemi upgrade edilip limit haline geldi. Karşımızda anlamaya, dinlemeye ve öÄŸrenmeye son derece açık çocuklar olduÄŸundan daha stratejik çözümler üretmemiz ve hem kendimize hem onlara güvenmemiz gerekliliÄŸi var. Tabi her zaman kendimize ve onlara dürüst olmak koÅŸuluyla! Yine de piyasada bulunan onlarca kılavuz kitabı okuyup, en yetkili kiÅŸilere kulak vermek limit denen ÅŸeyi paaat paaat oturtturtmaya yetmiyor Zira teori pratiÄŸe dönüÅŸürken biraz sekteye uÄŸruyor. Her çocuk farklı limitler gerektirdiÄŸi gibi her kitap bilgisi de size, çocuÄŸunuza ve aile düzeninize göre revizyonlar istiyor. Dedim ya, iÅŸimiz zor! Mesele çocuÄŸun her istediÄŸine evet veya hayır demekte deÄŸil, onun da tıkır tıkır çalışan bir beyni olduÄŸu ve her ÅŸeyi pek ala anlayabileceÄŸini kabul ederek konuÅŸma ve anlaÅŸmaya daha çok vakit ayırabilmekte.
Mükemmellik Allah'a mahsus. Bence ana babalığında mükemmel olanı olmayacaktır. İlla ki bir yerlerde hata yapacağız. Önemli olan fark edip, kabullenmek. Çabalarımız ödül ve takdirle çocuklarımızın olumlu davranışlarını pekiÅŸtirmek üzerine odaklanırsa mükemmele bir adım daha yaklaÅŸabiliriz.
Bu arada evdeki biber stokunuz yeterli deÄŸil mi?
Zümrüt
*Bu yazı "Bebeğim ve Biz" dergisi Temmuz 2006 sayısında yayımlanmıştır.

