
Pınar Kaftancıoğlu
Yazarın Son yazıları
Anneyim, Yedirmem!

28 Nisan'da İstanbul'da yaptığımız buluşmada ''Akıllı Anneler Platformu'' gibi bir şey kurulmasından bahsediyorduk.
Bu bir dilekti, o dileÄŸi bizden önce Greenpeace gerçekleÅŸtirdi. :) Greenpeace'in ''Yemezler'' eylemine, ''Anneyim, Yedirmem'' sesleniÅŸine destek verin lütfen. :) Kısacık bir zamanda çok iyi ÅŸeyler yaptılar, desteklenirlerse güçlenirler. Güçlenirlerse gıdada çok ÅŸey deÄŸiÅŸir. Buna hiçbir zaman olmadığımız kadar ihtiyacımız var ÅŸu günlerde.
Yolunuz düÅŸer de bir hastanenin onkoloji servisi koridorlarında dolaşır, birkaç kiÅŸiyle tanışıp sohbet edersiniz daha iyi anlarsınız bunu. Gıda iÅŸinin ÅŸakası kalmadı artık. Endüstri, sürekli ''Benim ürettiÄŸim ambalajlı ürünleri tüketmezseniz saÄŸlığınızdan olursunuz.'' propagandasını yaparken gerçekler o kliniklerde ortaya çıkıyor. Genç kızlar, gencecik anneler... Yazmaya, anlatmaya varmıyor dilim...
Sadece İstanbul'da, BaÅŸkent'te deÄŸil; Anadolu'nun her yanında çıkıyor karşınıza bu manzara. Anadolu'nun toprakları temiz deÄŸil. Bitti artık, kalmadı o eski tarım. Yazdım kaç zaman önce... DeÄŸiÅŸen pek az ÅŸey oldu. O tuhaf isimli ithal tohumlardan, potasyum çuvallarından bihaber deÄŸil Tire Pazarı'ndaki ya da Milas Yolu'nun kenarındaki tatlı köylü teyzeler. Köy köy dolaÅŸan, bedavaya tohum ve gübre veren mümessiller öÄŸretti hepsine. Duymayanların damatları duydu getirdi. Karşısında durabilenlere selam olsun...
İlaçlar ve tohumlar öyle bir zehirledi ki toprağı, hani sırf kendi tüketimi için bir kenara yerli tohum ekse o bile yetiÅŸmiyor artık. Toprak kabul etmiyor, mecburen ithal tohumu ekmek, üzerinde o tohumun kod numarası yazan gübreyi kullanmak zorunda.
Öte yandan büyük ÅŸehirden baÅŸlayan dağıtım aÄŸları, marketler, köy bakkalları... ''Hiç yok'' diyebileceÄŸiniz bir orandaydı Anadolu'da kanser vakaları. Åžimdi tarlasında yetiÅŸen hibrit tohum, bakkalından aldığı ucuz tavuk eti, boyalı bisküvi, renkli içecek tozları, envai renkte ÅŸekerlemeler, hazır kekler, aÄŸartıcı eklenmiÅŸ ekmekler derken Anadolu Halkı da büyük ÅŸehir insanının kaderini paylaşıyor. Hastaneler dolup taşıyor. Büyük ÅŸehir hastanelerine ''saÄŸlık göçü'' yapılıyor.
Zor deÄŸil ki bunun önüne geçmek..? Temiz, hilesiz, dürüst bir tarım yapmak zor deÄŸil. Bir tercih yapmak zor deÄŸil. Çocukları bakkaldaki abur cuburdan uzak tutmak için evde bir kek yapmak... AkÅŸam bir kilo undan ekmek yoÄŸurmak zor deÄŸil ki..? İki kilo sütten kendi yoÄŸurdunuzu mayalamak ya da... Masraflı..? En kaliteli sebze meyve, en kaliteli tereyağı, zeytinyağı ve unu kullanın; dört kiÅŸilik bir ailenin günlük yemek masrafı 25 TL'yi geçmez.
Annelerinizin bir çorba, bir ana yemek, yanına pilav ve salata ile her akÅŸam illa ki kurduÄŸu sofralara hızla dönmeniz lazım. Zaman geldi geçiyor, neresinden dönerseniz kar... Dün çok yakın bir arkadaşım; 4,5 yaşındaki Atakan'ın güzel annesi Gaye göÄŸüs kanseri nedeniyle ikinci ameliyatını oldu. BoÄŸazıma bir yumru düÄŸümleniyor düÅŸününce, hiçbir ÅŸey yazmak; söylemek gelmiyor içinden...
Bu hafta böyle olsun. İçinizi kararttı isem, sizi üzdü isem affola...
ÇiftliÄŸe ziyarete gelen bir müÅŸterim, dün çektiÄŸi fotoÄŸrafları gönderdi e-mail ile iki saat önce. Onları paylaÅŸayım da gülümseteyim bari sizi biraz. Hiç olmadığı kadar güzel ve yeÅŸil geçiyor bahar çiftlikte. :)
14 Mayıs 2012
www.ipekhanim.com

