Yiyorum Büyüyorum Kitap Sayfası

Anneanne Tarhanası

Havalar iyice ısınıp, okullar tatil olur olmaz soluÄŸu yine Türkiye’de aldık...

OÄŸlum sadece 5 hafta ayrı kaldığı anneanne ve dedesine kavuÅŸabilmenin heyecanı içerisinde hazırladı oyuncaklarını koyduÄŸu küçük valizini.
Anneannesi de dört gözle beklediÄŸi biricik torunu için yaptı tüm hazırlıklarını. Onun sevdiÄŸi her ÅŸey piÅŸirilmiÅŸti biz yola çıktığımız sıralarda.

Ama yine aynı ÅŸey oldu ve İstanbul’a geldik geleli oÄŸlanın iÅŸtahı uçtu gitti. Halbuki tam tersi olmalıydı bana göre. İştahsız bir çocuktum ben de, ama canım anneanne’ciÄŸimin evine gittiÄŸimde aç kurt misali her ÅŸeyi yerdim, silip süpürürdüm sofrada önüme konulan tabakları.

Anneanne evi farklı kokardı, hava da hep kurabiye kokuları olurdu sanki. Kuzey ise tam tersim. SevdiÄŸi, bayılarak yediÄŸi hiçbir ÅŸeyden bir lokma dahi almadan, açlıktan karın aÄŸrıları çekmesine raÄŸmen eÄŸer ÅŸehriyeli pilav yoksa yemedi ilk iki hafta boyunca hiç bir ÅŸey. Sade deÄŸil, illa ki ÅŸehriyeli olacaktı pilavı ve üstüne de yoÄŸurt! Bu ikili iki hafta boyunca vazgeçilmezi oldu.

Sonra eÅŸim geldi ve hep birlikte tatile çıkınca yoÄŸurt-pilavın yerini, peynirli tost-ayran ikilisi aldı. Oysa ki, ben gün boyunca 300 kere havuza atlayan, yorgunluktan akÅŸam sızan oÄŸlumun iÅŸtahının da açılacağından emindim. Yanıldım, o enerjisini güneÅŸten ve uyku ile alıyormuÅŸ belli ki...

Tatil boyunca, sabah kahvaltılarında keyifle yediÄŸi omleti de hayatından çıkarıp peynir ve hiç tercih etmememe raÄŸmen, açık büfede gördüÄŸü salamla doyurdu karnını... Yalvarma, yakarma, hileler iÅŸe yaramadı, domates ve salatalıklar bir köÅŸeye atıldı. Mecazi deÄŸil, gerçekten bir köÅŸeye atıldı, çünkü tabağında bile görmeye dayanamadı.

Ben çevredeki diÄŸer minikleri gösterip, bak ne güzel domates yiyor, hadi sana da karpuz alalım mı oÄŸlum diye sorarken, diÄŸer annelerin de “ aaa kardeÅŸ ne güzel peynirlerini yiyor, bak ayran da içiyor, hadi sende ye, iç diye yalvardıklarını duyunca, anladım ki yalnız deÄŸilim. Ve ÅŸunu fark ettim; çocuÄŸunun peÅŸinde elinde yiyecekle koÅŸan bildiÄŸim 2 ırk var: Biz Türkler ve Çinliler!

İngiliz eÅŸimin hiçbir arkadaşının çocuÄŸunun yemek seçtiÄŸini görmedim. Tabiri ile 88 milletten arkadaşım var, hiçbirinin çocuÄŸum yemek yemiyor diye benim gibi dertlendiÄŸini de bilmem..

Peki o zaman ben nerede yanlış yapıyorum?
Belki biz çocukları çok “ye ye “ ile zorluyoruz. Belki de onların deÄŸil kendi canımızın istediklerini piÅŸiriyoruz.
DüÅŸündüm, taşındım belli ki canı istemiyor, belli ki ben kendime göre ona bir mönü hazırlıyorum. Kendini çok güzel ifade ettiÄŸi bir yaÅŸa geldi, artık ne istediÄŸini çok iyi biliyor. Biraz da onun istediklerini yapmaya karar verdim. Dört hafta daha buradayız ve onun canı ne isterse onu piÅŸireceÄŸim diye...

Son 2 haftadır sadece “anneanne çorbası” diyor da baÅŸka bir ÅŸey demiyor. Tarhana çorbasına sevdalandı. Tabii durum böyle olunca ben gerekli eklemeleri yapıyorum.
Havuç, soÄŸan, sarımsak, kabak, semizotu, dolmalık biber, maydanoz, dereotu ve domatesi az suda piÅŸirip rondodan geçirip, sebze bulyonlar hazırlıyorum. Bunları da her bir piÅŸirime uygun olacak miktara bölüp, tavuk ya da et suyu ile piÅŸirdiÄŸim arpa ÅŸehriyeli tarhanasına ekliyorum.

Bayıla bayıla yiyip” anneeeee bana heeeepp” bundan yap deyiÅŸi yok mu... İşte o an baÅŸarıya ulaÅŸmanın hazzını yaşıyorum. O da memnun, ben de..

Bu sabah 8’de uyandığında ben acıktım, çorba istiyorum dedi. Zaten kültürümüzde tarhana kahvaltıda da tüketilirmiÅŸ deyip, anneannesi keyifle hazırladı çorbasını.
Åžu anda öÄŸlen yemeÄŸi hazırlanıyor, tabii ki tercih yine tarhana çorbası.

Kararlıyım, yedin yemedin, ne olur azıcık ÅŸundan, ne olur azıcık bundan demek yok! Bu yaz Kuzey ne yemek isterse o var, belli ki bu yaz monude “Tarhana” var!!
 

2011-07-26
Bu yazı 2056 kere okunmuştur.
Adınız :
Yorumunuz :
 * 
@ZumrutOzkan twitter da takip edin